Ben bu tür vahşetleri, katliamları cinayetleri görmemek, duymamak ve yazmamak için böylesi bir fıkrayla başlama gereğini gördüm. Evliyanın biri cenneti, cehennemi düşünmüş ve insanları düşünmüş elini yukarı kaldırarak Ey Yüce Allah'ım ben kimsenin narı cehennemde o kızıl alevlerde yanmasını istemiyorum diyerek ağlamış ve bir kavanozu gözyaşları ile doldurarak ve ben bu gözyaşlarımla cehennem ateşini söndüreyim ki hiçbir insan yanmasın demiş. Doldurmuş olduğu şişeyi eline alarak yola koyulmuş yolda giderken karşıdan zebelleh biri önünü keserek, hey adam nereye gidiyorsun o elindeki şişe nedir, ver onu bana demiş. Ermiş kişi hafif bir sesle ey Allah'ım kolu bırak yoluma gideyim benim kimseye zararım olmaz dediyse de bu yol kesici eşkıya yakasını bırakmayarak bir tokat atmış. Evliyanın canını yakınca oda elindeki şişeyi bir taşa vurarak adama ben sen ve senin gibilerin cehennemde yanmaması için gece gündüz ağladım bu şişeyi gözyaşlarımla doldurdum al cehennemde ebediyen yan diyerek evinin yolunu tutmuş. Şimdi biz acı konuşmak, duymak ve görmek istemiyoruz ve yazmıyoruz diyoruz ama bırakmıyorlar. Ve bu ülkenin bir ferdi olan vatandaşlık görevimizi yerine getiriyorken ve buna karşı halkın huzuru, ferahı, güvenliğiyle hükümlü olan devletimizin aç, yoksul, eğitimsiz, cahil demek istemiyorum, insanlarımızın eline son model ve her türlü silah vererek bunun da üstüne Devlet güvencesini veriyor ise benimde aklıma bir atasözümüz geliyor. Evet görünen köye kılavuz istenmez. Mardin'in Bilge ismine de ters düşen köydeki vahşet, katliam ve cinayetten bahsediyorum. Bu güzelim ülkemde kaçıncı mafya, kaçıncı katliam, kaçıncı faili meçhul,kaçıncı Ergenekon. Allah rızası için yeter yeter ve yine yeter. Bu çağda bu tür vahşetler sadece gözyaşlarımızla kalmıyor, giden canlarla da kalmıyor evet dünyada da ülkemiz için hiçte iyi puan sayılmıyor. Bizler artık gözyaşları istemiyoruz artık göç etmek istemiyoruz, kendi evlerimizde güvensiz oturmak istemiyoruz, bağımıza, tarlamıza, bahçelerimize rahat ve güvenli gitmek istiyoruz. Evet biz artık huzur, ferah, barış ve güvenlik istiyor ülkemizi seviyor ve birer vatandaş olarak bunları da söyleme hakkına sahip olduğumuzu sanıyor ve bu ülkeyi seven her vatandaşın huzur, ferah, barış, kardeşlik, güven, saygı, sevgi ve özgürlük isteme hakkının da olduğunu sanıyorum. Huzur, ferah, barış, özgüven, özgürlüklü, çağdaş ve demokratik bir ülke hayali ile değil gerçeğiyle. |